Ölümün Sesi



Dışardan bombalama sesleri vardı. Hiç susmayan o bombalama sesleri… 5 yaşındaki kız neler olduğunu bilmiyordu ama korkuyordu. Ailesi de dahil bütün herkes apartmanın bodrum katına inmişti. Çok az oksijen sağlayan o bodrum katı…Babasının kucağında oturuyordu küçük kız. Babasına sordu korkuyla “Baba dışarıda neler oluyor?” 
Babası ona güven vermeye çalışarak daha da sarıldı. Babasının söyleyeceği hiç bir şey yoktu. Çünkü biliyordu bu durumun çok uzun süreceğini biliyordu. Savaş insana ölümü, nefreti, psikolojik bozulmayı getirir. Nerede olursa ol sonuç aynıdır. Onun için insanlar savaşı sevmez. Çünkü savaş ölümün sesidir. Babası bunları düşünürken kız bir kez daha aynı soruyu sordu, babası irkildi ve kızına döndü, boş boş baktı. Kız babasının kucağından atlayıp ağlayarak annesinin yanına koştu. Annesi kızını sakinleştirip işine devam etti. Kız ayıcığına sarılıp kenara kıvrıldı. Korkarak uyumaya çalıştı. Ama olmuyordu. Uyuyamıyordu işte. Nefret etti bulunduğu ortamdan, durumumdan. Neden bunlar yaşanmak zorunda kalıyorlardı. Neden bunları yaşıyorlardı bodrum da kalanlarla birlikte? Bunlara iten durum neydi bilmiyordu ama hissediyordu küçük bedeninde iliklerine kadar. Bu duruma iten insanlardan nefret etti. Barış içinde yaşayamazlar mıydı? Belki hayır, belki evet? Bilemiyordu. Bu düşünceler içindeyken yine patlama sesleri geldi gök gürültüsü gibi. Yaratana yalvardı her şeye rağmen uyuyabilmek için.

Yorumlar